Gülleri
Kuppapiye
ile açılan bir şiir kitabında bulur bazıları listesi yapılmış
gerçek ve saklanmış
doğruları
Bu Fransız balkonlarının yatsı vaktidir
Kaldırım taşlarının dilde kalan tozu gri
Eski hatıraya sırrı yok bir ayna tutan şimdi annemdir
Kuvayimilliyeden sonra
Balkonlara tahammül edilmiyor
Artık
Balkonlara tahammül edilmiyor
Kuvayimilliyeden sonra
Şehir bir yorgun bir bırakıp gitmiş bir ölüm
Yandım eyvah gelin
Soyumun tenha acı diyarları berkitilmiş avlu içinde toplaşıp İngiliz gülleriyle katmerli
koyun koyuna sevişip kat kat yatıyor
Bu öyle bi bahçe ki
Serin
Nazlı
Bir o kadar da parlak
İçi geçmiş göğün altında
Sanki göbek bağı hâlâ onu anasının öz suyuyla besliyor
Bu öyle bir bahçe ki
Gülleri iri iri
Görsen atlastan gemiler geçecek sanırsın
Güllerin gölgeleri arasından
Yosun yeşili gümüş suların aktığı gövdesinden
İşte o yeşil sudan içip
Bi esriklik
Bi mahmurluk
Hâliyle
Geceden değil Kâlû Belâdan kalma kalk
Tabanları desen kimsenin bakmaya yeltenmediği bi nasır avuçlu kızların kara iri gözleri
Bu insanlar anlamadıklarını saçma buluyorlar
Şehir gitmiş şehir yok şehir değil bu adı var sadece Ankara girişinde
Kurşun yemiş kırk yedi yerinden mavi beyaz bir tabelada
Hoş geldiniz
Hoş geldiniz
Güle güle size
Sayım mı
Rakım mı
Haberim yok bunlardan ama
Anadolu’nun iç çamaşırları burada kaynatılıyor
Rakı beyazı oluyor su
Kuvayi milliye Bulvar’da sızıp kalıyor
Nazlı gelin a,
Kalk
Unutma o gümüş suyuna batırılmış erguvani bahçelerikalk
Nazlanma bu defa
Hakimiyet kayıtsız ve şartsız
Benim dilimse yaslı kuşlar tutacak
Yorumlar
Yorum Gönder